08.12.1997
Odamda tek başınayım. Dün gecenin şokunu atlatamadım. Yaşadığım herşeyin bir rüya olmasını dilerdim. Dışarıda gökyüzü delice ağlıyor ve şimşekler büyük bir gürültüyle ardı ardına düşüyor.
Tıpkı dün gece ki gibi....
Dün gece yatağa uzandığımda "Allahım bir şimşek daha istiyorum" diye ağlayarak uyuyakalmışım. Uyandığımda saat sabahın yedisiydi. Biraz daha uyumalıyım, diye düşünürken O'nun saatinin sesiyle irkildim. Geleceğini düşünerek yorganı kafama kadar çektim. Birkaç saniye sonra kapıyı açtı ve giyinmek için odasına döndü. Ardından kalktım,giyindim ve eşyalarımı toplamak için salona gittim. Orada tekrar karşılaştık ama yüzüne bile bakmadım. Ben aynada rujumu sürerken sigaralığımı çantamın içine atıp, "Bunu unutmuşsun" dedi. Cevap vermedim çünkü konuşursam gözyaşlarımı tutamayacağımı biliyordum.
Hiçbirşey hissetmiyordum. İçim bomboştu. Gözlerime baktı, onlarda bomboş bakıyordu aynaya. Dilimin ucunda bir şarkı vardı ama hangisiydi hatırlamıyorum.
Evden çıktık ve bizi okula bıraktı. "İyi ki Özlem yanımdaydı " diye düşündüm. Eğer O olmasaydı tartışmamız yine korkunç bir kavgaya dönüşebilirdi. Okula girdiğimde Arzu ve Ebru beni bekliyordu. Görür görmez kötü olduğumu anladılar. Sevgili arkadaşlarım benim. Neyim olduğunu sorduklarında verebileceğim tek yanıt vardı. "BİTTİ" Neler olduğunu sordular tekrar, kavga ettiğimizi, söyledim. "Yine başlarsınız" dediler...
Ne komikti. Hiç varolmayan bir şeye yeniden başlanır mıydı? Bu sefer gerçekten bittiğini söyledim onlara. Ebru'nun söylediği o cümle gerçekleri anlamamı kolaylaştırdı.
"Uzun zamandır bunu istiyordun. Ya bitecek yada gerçekten birlikte olacaktınız. Sen buna çok önceden karar vermiştin. Doğrusu buydu..."
Evet haklıydı. Şu an bile bu cümle beynimin içinde, kulaklarımı patlatırcasına çınlıyor. İçim hala bomboş.....
Pişman mıyım? Hayır değilim
Üzgün müyüm? Belki biraz
Niye peki?
Beni sevmemiş olduğu için mi? Belki biraz bunun için, belki biraz onu çok sevdiğim içim, belki de böyle bittiği için...
Sonra kalktık ve sınava gittik. Kalem ve kağıt büyük bir uyumla ben düşünmeden yazdılar. Ne şanslıyım, dün gecenin ödülünü böyle aldım. Sorular ve cevaplar kendiliğinden birbirlerini buldular.
Sınavdan sonra doğruca Cemile'ye gittim. Biraz da onunla konuştum. Neler olduğunu tam hatırlamıyordum bile. Sonra Cemile'nin yanına yatıp akşama kadar uyudum.
Dün gece biteceğini anlamıştım sanki. Onun evinde kalmayı ilk defa bu kadar çok istiyordum. Tek istediğim Ona sarılıp tenini hissetmekti. Kollarına yatıp tüm sevgimle sarıldım.
Sıcaklığını hala hissediyorum.
Derken her zamanki konuşmalarımız başladı. Sonu olmayan bir ilişkiye gidiyormuşuz, korkuyormuş. Birden tartışma alevlendi ve ben Onu sinirlendirdim. Fırtına gibi Özlem'in yattığı odaya gitti.
- Bu kız yine delirdi. Git şununla konuş.
Bunu duyunca bende odadan fırladım ve
- Bak Özlem, ben artık bu adamla görüşmek istemiyorum. Ona bu olunca senide
kaybetmeyeceğini söyle.
Sonra tartışma hızlandı. O konuştu, konuştu, konuştu. İlgisi olan ya da olmayan birçok
şey anlattı hatta belki seneye burada olmayacağını söyledi ve sonunda
- Bak kızım, seninle arkadaş olarak kalacağız, yine görüşeceğiz bu böyle olacak
tamam mı? diye sordu.
Kafamı kaldırıp gözlerine baktım ve,
- Hayır Ercüment. Ben seninle görüşmek istemiyorum. Senin istediğin gibi değil benim dediğim gibi olacak. Özlem sen benim yanıma gelirsin, Ercüment' de burada yatar. İyi geceler, dedim ve yatağıma gittim.
Bu sefer belki de bitirebilirim.......
Oysa daha on gün önce bana bir şiir yazmıştı İnsanların hiçbir şey hissetmedikleri
birine şiir yazmayacaklarını biliyorum. O herşeyde dudaklarımı suçluyordu.
Aslında herşey yüreğimin suçu
İlk heyecan
İlk dokunuş
İlk nefret
İlk vazgeçememe
İlk ayrılık korkusu
Ben yüreğimi suçluyorum olanlarda
Neden biliyor musun?
Sevmediğini bile bile kendini yordu kollarında
|